Elif COŞGUN

Sadece ikinci göreve kadar olan kısımdan spoiler içerir.

Sadece ikinci göreve kadar olan kısımdan spoiler içerir.

Sadece ilk bölüm spoiler’ı içerir.

Almadan içeriğini merak edenler için oyunun başında öğrendiğiniz bilgilerle hikayenin ilk 15-20 dakikasında gördükleriniz. Hikayeniz burada başlıyor.

Dishonored’ın en sevdiğim tarafı bu oyunda kimseyi öldürmemeyi tercih edebilir ya da koca bir şehri katledebilirsiniz. Davranışlarınızın ve gittiğiniz yolların sonuçlarını aktif bir şekilde gözlemleyebiliyorsunuz. Yarattığınız her ölü beden şehirdeki hastalık oranını artırıyor ve bir süre sonra neredeyse her sokak arasında hastalıkları ilerlemiş kişilerin dolaştığını görebiliyorsunuz. Yaptığınız seçimler sonucunda görevleri bitirme tarzınıza göre ülkenin kaos seviyesi değişiyor. Tamamıyla saklanıp, insanları bayıltıp, kimsenin görmeyeceği şekilde bir kenara koyarsanız kimse sizin orada olduğunuzu fark etmiyor ve ölü beden yaratmadığınız için kaos seviyesini düşük bitirmiş oluyorsunuz. Saklanmadan herkese saldırıp öldürerek bitirdiğinizde iste yüksek kaos seviyesiyle bitirmiş oluyorsunuz. Buna göre insanların şimdiki ve gelecekteki tepkileri değişiyor. Oyunun sonunda büyük farklılıklar gözlemlenebiliyor.

Dishonored sizi halkın hastalık, açlık ve sefalet içinde yaşadığı bir evrende, karanlık bir atmosferle karşılıyor. Yaptığınız aksiyonlara göre hikayenizin seyri şekillendiğinden dolayı oyunu defalarca bitirseniz bile yeni şeyler keşfedebilme imkânınız bulunuyor. Görevleri tamamlamaya giden yollar çok esnek ve bitirebilmeniz için size birçok seçenek sunuyor. İsteğinize göre değişen savaş mekanikleri ise bölümleri geçtikçe yaptığınız upgradelerle eğlencesini artırıyor ve edineceğiniz doğa üstü güçler size savaşta yardımcı olabileceği gibi kimseye gözükmeden sessizce görevleri tamamlayabilmenize de imkân sağlıyor. Bu oyunun en sevdiğim tarafı nasıl bir oyun oynamak istediğiniz her zaman sizin elinizde, zaman geçtikçe hikâyeyi ellerinizde şekillendiriyorsunuz.